Zina eden kişiden imanın yükselmesi

Resûlullah ﷺ şöyle buyurmuştur: ” Zina eden kişi zina ettiği sır, mümin olduğu halde zina etmez. Hırsızlık yapan kişi hırsızlık ettiği sıra mümin olduğu halde hırsızlık etmez. -, içki içen kişi içki içtiği sıra mümin olduğu halde içki içmez. ” ( Buhârî, Eşribe 1 )

Ebu Zerr Cundeb İbnu Cunâde el-Ğifârî – Allah ondan razı olsun – anlatıyor: Resûlullah ﷺ şöyle buyurmuştur:
” Bana Cibril gelerek ” Ümmetimden kim Allah’a herhangi bir şeyi ortak kılmadan ( Şirk koşmadan ) ölürse cennete girer. ”
müjdesini verdi. Ben ( hayretle ) ” Zina ve hırsızlık yapsa da mı? “ diye sordum. ” Hırsızlıkta etse, zina da yapsa “cevabını verdi.
Ben tekrar Yani hırsızlık ve zina da yapsa da ha! ” dedim. ” Evet, dedi, hırsızlık da etse, zina da yapsa! “

Resûlullah ﷺ dördüncü keresinde ilave etti: ” Ebu Zerr patlasa da cennete girecektir. “ ( Buhârî, Tevhid 34/113 ; Müslim; İman 153, 94; Tirmizi, İman 18, 2646 )

İnkârcı diyor ki: Bu rivayetler arası çelişki var. Resûlullah ﷺ ” Zina eden kişi zina ettiği sır, mümin olduğu halde zina etmez. “
Buyurdu dediniz. Sonra ” İman etmedikçe cennete giremezsiniz. “ buyuruyor dediniz. Rivayete göre zina eden zina ettiği üzere mümin olmuyorsa, o halde La ilâhe illâllah diyen kimse, zina etse de nasıl cennete giriyor?

Açıklama: Bir mümin ne kadar günahkâr olsa da şirke bulaşmadan ölmesi halinde cennete girecektir. İşlediği günahları,
kabir, mahşer gibi sıkıntılar temizlemedi ise ( Allah’ın rahmetiyle affettikleri hariç ) cehennemde yanacak ve en sonunda mutlaka cennete girecektir.

Yani kişi zina ettiği anda, çaldığında ve içki içerken, imanı doruk noktadayken bunları yapmaz. Ne zaman imanı zayıflarsa bu işleri,
o zaman işler. Yani imanı kamil iken bunları yapmaz.

Ebu Zerr Cundeb İbnu Cunâde el-Ğifârî – Allah ondan razı olsun – rivayet edilen hadisin manası hususunda ulema itilaf etmiştir.
Hasan-ı Basrî ile Cerîr Taberî’ye göre: ” Mümin olarak zina etmez, mümin olarak çalmaz; Mümin olarak şarap içmez. “
cümlelerin manası: İmanından dolayı övülecek bir şeyi kalmaz demektir, imanı bakidir. Bir takımları; ” Bu münkerâtı işlemeye devam eden kimse imandan çıkar. “ demiş; diğerleri; bunları helal itikad ederek yapanın dinden çıkarak Kâfir olacağını söylemiştir.

İbn Tîn’in nakline göre Buhârî: ” Böylelerinden iman nuru alınır. “ demiştir ki, bu kavil İbn Abbas’tan – Allah ondan razı olsun –
rivayet olunur. Bazılarına göre Allah’a itaat hususunda basireti kapanır. Zühri; ” Bu ve emsali hadisler müteşâbihâttandırlar.
Bu sebeple onlara iman edilip geçilir; Manalarına dalmak olmaz, çünkü biz onların manalarını anlayamayız.
” demiştir.
Bütün bu teviller ihtimal dahilinde olmakla beraber, muhakkihîn-i ulemaya göre hadisin en doğru manası, mezkur günahları işlemeyenlerde imanın kemalinin kalmamasıdır. Burada ve benzeri yerlerde nefiden murad: kemaldir. Mesela; ” Faydasız bilgi ilim değildir; Dünyada attan başka mal yoktur, ahiret hayatından başka hayat olmaz. “ sözleri hep bu manada söylenirler.
Faydasız bilgi tam ilim değildir.

Rabbimiz Kur’an’da şirk dışındaki bütün günahları bağışlayacağını bildiriyor: Şüphesiz Allah, kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz. Bunun dışında kalan günahları ise dilediği kimseler için bağışlar. Allah’a şirk koşan kimse, şüphesiz büyük bir günah işleyerek iftira etmiş olur. ( Nisa, 48 )

” Ey iman edenler! Allah’a içtenlikle tövbe edin. Umulur ki, Rabbiniz sizin kötülüklerinizi örter, peygamberi ve onunla birlikte iman edenleri utandırmayacağı günde Allah sizi, içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokar……. ” ( Tahrim, 8 )

Muaz İbn Cebel’den – Allah ondan razı olsun – rivayet olunduğuna göre; Resûlullah ﷺ şöyle buyurmuştur: ” Son sözü la ilâhe ilallâh olan cennete girmeyi hak etmiştir. “ ( Ebu Davud, Cenazeler 15-16/3116 )

” Cennet ahalisi cennete ateş ahalisi de ateşe girdikten sonra Yüce Allah: Kimin kalbinde bir hardal tanesi ağırlığınca,
iman varsa ateşten çıkarınız, diye emreder. Bunun üzerine bu kimseler simsiyah kesilmiş oldukları halde çıkarılıp,
Hayâ ( Yahut Hayât-Bu mâliğin şeklidir. nehri içine atılırlar ve orada sel uğrağında kalan yabani reyhan tohumları,
nasıl süratle yetişirse öylece yetişirler. Görmez misin, bunlar sapsarı olarak ve iki tarafa salınarak ( ne güzel ) sürerler. “

( Buhârî, İman, 15 )

Abdullah ibn Mesud’un – Allah ondan razı olsun – naklettiği şu rivayette Resûlullah ﷺ şöyle buyurmuştur:
” Ben cehennemden en son çıkacak insanın durumunu bilirim. O cehennemden sürünerek çıkar. “ kendisine:
” Haydi git, cennete gir! “ denilir. Bunun üzerine o adam cennetin yolunu tutar. Varıp kapısından içeri bakınca cennet ehlinin ,
tamamen yerlerini aldıklarını, her tarafın dopdolu olduğunu görür ve geri döner, der ki:
” Ya Rabbi, herkes yerini almış, her taraf tıklım tıklım dolu, girecek yer kalmamış. ” der. Kendisine denilir ki:
” Önceki bulduğun zamanı ( Dünyanın ne kadar geniş olduğunu ) hatırlıyor musun? “
” Evet, Ya Rabbi der Sonra ona, öyle ise gönlünden ne geçiriyorsan dile, denilir. O da dilediğini ister. Neticede kendisine.

” Sana bu isteklerinin hepsi ve ayrıca dünyanın on katı daha verilecektir. “ denilir. Bunun üzerine adam:
” Ya Rabbi, benimle istihza mı ediyorsun! sen ki şanı yüce bir meliksin, der. “

Abdullah ibn Mesud – Allah ondan razı olsun – Resûlullah ﷺ bu hadiseyi anlattıktan sona azı dişleri görülecek derecede,
güldüğünü ifade eder. ( Müslim, İman 308 ; Tirmizi, cehennem 10 )

Ehl-i sünnet âlimler ” Zina yapan kişi, zina yaparken mümin olarak zina etmiş olmaz. “ hadisini İslâmi hükümlerin genel ruhu,
içinde değerlendirerek ” Zina halindeki kişi, zina yaparken gerçek, kamil bir mümin değildir, imanı noksandır. “ veya
” Zina yapan, yaptığı işi helal görerek yaparsa mümin olarak zina yapmış olmaz. “ şeklinde yorumlamışlardır.

Bir diğer ifadeyle hadiste zikredilen imanı, kamil iman olarak yorumlamışlar, şarap içme, zina ve hırsızlık etme gibi,
büyük günahları kamil insan sahibi bir müminin işlemeyeceğini ifade etmişlerdir. Bu nedenle bir mümin işlediği günahları helal görmedikçe Kâfir sayılmayacağını, zira bir müminin günahkâr olmasının caiz olduğunu, ancak günahı helal kabul ederse küfüre,
gideceğini ifade etmişlerdir.

Netice olarak: Bir mümin şirk koşmadığı ve bu halde ölmediği sürece zina, içki ve hırsızlık gibi suçlarını Allah dilerse affedebilir.
Bu gibi suçları işlediği esnada iman onlardan yükselir. Onları İslâm milletinden çıkarmaz ama günahkâr yapar.
Bu günahlar nedeniyle cehenneme girse dahi sonunda cezasını çektikten sonra cehennemden çıkartılır ve cennete girer.
Dolayısıyla hadisler arasında çelişkili bir durum bulunmamaktadır.

Sosyal Ağda Paylaş

Bir cevap yazın