Faiz belası

Ebu Hureyre’nin – Allah ondan razı olsun – rivayet ettiğine göre; Peygamberimiz ﷺ şöyle buyuruyor;

” Miraç gecesi, yedinci kat göğe çıktığımda tepemin üzerinden gelen gök gürültüleri duydum ve arkasından yıldırımlar ve şimşekler gördüm. Bir de bakınca karınları kucaklarında bir takım kimselere karşılaştım.
Adamların karınları dışardan oldukları gibi görülen yılanlarla dolu idi. “

Cebrail’e ” Bunlar kimdir? “ diye sorunca ; O da bana; ” Bunlar faiz yiyenlerdir. “ diye cevap verdi.

  • Abdullah b. Selâm der ki; Faizin yetmiş iki türlü günahı vardır. Bunların en hafifi, insanın Müslüman olduktan sonra anası ile zina etmesi gibidir. Faizcilikten elde edilen bir tek sarı lira ile, otuz küsur zinadan daha ağır,
    bir haramdır. Allah, kıyamet günü günahkâr – günahsız herkese mezarından doğrulma müsaadesi vereceği halde sadece faizcilere bu izni vermeyecektir. Çünkü faizci, mezarından; ” Şeytan çarpmış gibi “ yani çıldırmış biri gibi kalkar, daha doğrusu her doğrulmaya kalkıştığında hemen yere düşüverir.
  • Hazret-i Ali – Allah ondan razı olsun – diyor ki; Peygamberimiz ﷺ şu kimseleri lanetlemiştir;

1- Faiz alanı •
2 – Faizcinin vekilini •
3 – Faiz alma hususunda şahitlik edeni •
4 – Faiz sözleşmesini yazanı •
5 – Vücutlara dövme yapanı •
6 – vücuduna dövme yaptıranı •
7 – Hülle yapanı •
8 – Hülle yaptıranı •
9 – Zekat vermeyeni •

  • Abdullah b. Mes’ud’un – Allah ondan razı olsun – rivayet ettiğine göre; Peygamberimiz ﷺ şöyle buyuruyor;
    ” Kul, haram kazancından vermiş olduğu sadakaya karşılık sevap kazanamaz. Böyle bir kazancı hayîr yolunda harcarsa hiç bir ecir elde edemez. Böyle bir kazancı geride bırakarak ölürse o, ona cehennem azığı olur. “
  • Ebu Rafi – Allah ondan razı olsun – diyor ki; Bir gün Ebu Bekir’den – Allah ondan razı olsun – gümüş bir bilezik satın alıyordum. O gümüş bileziği terazinin bir kefesine ve dirhemleri öbür kefesine koyunca gümüş bilezik azcık ağır gelmişti. Bunun üzerine ucundan kesmek üzere eline makas alınca ” Fazlası senin olsun, Ey Müminlerin emiri! “ dedim. Bana ” Hayır, istemem! “ dedikten sonra sözlerini şöyle bağladı;
    Çünkü ben Peygamberimizin ﷺ ” Benzer maddelerin alış-verişinde fazla veren de alan da cehennemliktir. ”
    Dediğini duymuştum.
  • Ebu Hureyre C rivayet ettiğine göre; Peygamberimiz ﷺ şöyle buyuruyor;

    ” Gümüş kendi kadar gümüş karşılığında alınıp verilir. Fazlası faizdir. Buğday, kendisi kadar buğday karşılığında alınıp verilir. Fazlası faizdir. “ Peygamberimiz ﷺ sözlerine devam ederek arpayı, hurmayı, tuzu, Aynı ölçü uyarına zikrettikten sonra sözlerini; ” Kim fazlalık verir veya almış olursa faizcilik yapmış olur. “ Diye bağlamıştır.
  • İbn-i Mes’ud – Allah ondan razı olsun – diyor ki; ” Bizler faiz endişesi ile helal malın onda dokuzunu karşı tarafa bırakırdık. “
  • Rivayete göre; Peygamberimiz ﷺ, ” Öyle bir zaman gelecek k, faiz yemeyen kimse kalmayacak. “ buyurdu.
    Sahabilerden biri ” Ya Resûlullah, o zaman ki insanların hepsi mi faiz yiyecek? “ Peygamberimiz ﷺ cevaben,
    ” O gün faiz yemeyecek kimseye mutlaka tozu buluşacak. “ buyurdu.

Peygamberimiz ﷺ demek istiyor ki, o günün insanları ya şahitlik yaparak ya faiz sözleşmesini kayda geçirerek, veya faiz alp vermeye rıza göstererek faizciliği destekleyecek ve dolayısı ile faizcilik günahından pay almaktan kurtulamayacaktır. Nitekim Ebu Bekir – Allah ondan razı olsun – ” Fazlalık veren de isteyen de cehennemliktir. “ demiştir.

O halde ticaret ile meşgul olacak kimse faizciliğe bulaşmamak için mesleği ile ilgili dini hükümleri bilecek kadar ilim edinmelidir. Bunun yanında ölçü ve tartıyı doğru tutmaya çok önem vermektedir. Çükü Yüce Allah ölçü ve tartı konusuna çok büyük önem vermiş ve bu konuya hile karıştıranları ağır bir azaba çarptırılacağını belirtmiştir.

Ölçüde ve tartıda hile yapanların vay hâline! Onlar insanlardan (bir şey) ölçüp aldıkları zaman, tam ölçerler. Fakat kendileri onlara bir şey ölçüp, yahut tartıp verdikleri zaman eksik ölçüp tartarlar. Onlar, büyük bir gün; insanların, âlemlerin Rabbinin huzurunda duracakları gün için diriltileceklerini sanmıyorlar mı?
( Mutaffifin, 1-6 )

Ey Ademoğlu! İbret almalısın. Bizzat Yüce Allah’ın ” Büyük ve önemli “ olarak nitelendirdiği gün nice olur?
Ondan daha korkunç ve ürkütücü bir gün düşünülebilir mi ki, o gün Allah, huzuruna dikilecek olan tüm insanları dünyadayken işlemiş oldukları küçük-büyük her şey hususunda sorguya çekecek, herkes bütün ettiklerini amel defterinde yazılı bulup okuyacaktır. O gün Rabbimiz hiç kimseye haksızlık etmeyecektir. Buna göre; Adalet ölçülerine bağlı kalarak başkalarının haklarını gözetenlere ne mutlu! Buna karşılık adalet ölçülerini hiçe sayarak başkalarının haklarını çiğneyenlerin vay hallerine!

Sosyal Ağda Paylaş

Bir cevap yazın