Rüyanın yorumlanmadığı sürece kuşun pençesinde

Ebû Rezîn’den rivayet edildiğine göre; Resûlullah ﷺ şöyle buyurmuştur: ” Rüya yorumlanmadığı sürece bir kuşun ayağı üzerindedir. ( Yani İstikrarsızdır. ) yorumlandığı zaman ( yorumlandığı şekilde iner. )
Ebû Rezîn dedi ki; Öyle zannediyorum ki, Resûlullah ﷺ sözlerine devam ederek şöyle buyurdu:
” Sen onu ( Seni ) seven ve ( rüya tabirini ) bilen kimseden başkasına anlatma. “
( Ebû Davud, Edep 88/5020 ; Tirmizî, Rüya 6 )

İnkârcı diyor ki; Kişinin rüyası nasıl olur da bir kuşun ayaklarında olabilir? Yorumlandığı zaman vuku bulması mantıksız değil mi?? Yani yorumlanmadıkça vuku bulmayacağı anlamına gelmiyor mu? Dolayısıyla saçma!

  • İyi rüya gören kimse bunu bir nimet bilerek Allah’a hamd etmelidir.
  • İyi bir rüya gören kimsenin bu rüyasını anlatmasında ve ehil kimselere yorumlatmasında bir sakınca yoktur.
    Rüya tâbir eden kişi hased etmeyen, merhametli ve öğüt verebilecek durumda olmalıdır.
  • Kötü rüya gören kimse, bu rüyasını hiç kimseye anlatmamalıdır. Kötü rüya gören kimsenin uykusundan uyanınca, sol tarafına üç defa tükürmesi sonra da kötülüğünden Allah’a sığınması müstehaptır.
    Böyle yaparsa kendisine hiç bir zarar gelmez.
  • Kötü rüya gören kimse, uyanınca hangi tarafında yatıyorsa öbür tarafına dönmelidir. Yani solu üzerinde ise, sağına, sağı üzerine ise soluna dönmelidir. Umulur ki, kendisinin döndüğü gibi rüyası da iyiye döner.

Ebû rezîn hadisi hakkında İbn Kuteybe şöyle diyor: Bu söz ( Hadis ) Arap dilinin ifade hususiyetlerine uygundur. Onlar istikrarsız bir şey için: ” O kuşun pençelerindendir. “ Ve ” O kuşun pençeleri arasındadır. “ Ve
” O ceylanın boynuzları üzerindedir. “ derler. Bununla o şeyin sükûn bulmadığını durmadığını kastederler.

Nitekim adamın birisi de el-Haccac ibn Yûsuf hakkında şöyle demiştir: “Kalbim korkudan sanki havada dolaşıp yükselen bir kuşun pençeleri arasında gibidir. O kimsenin korkusu gibi ki, ne zaman kendisine bir kötülüğün geleceğini söylese, dediğinin çıktığını biliyordum.”

El-Merrâr da korkudan, rehberlerin yüreklerini hoplatan çölü anlatırken: “Rehberlerin kalpleri sanki. Ceylânlann boynuzlarında asılıdır.” demiştir. Bununla onların kalplerinin sanki ceylanların boynuzlarına asılı imişçesine hoplayıp sıçradığını kastetmiştir. Çünkü ceylânlar yerlerinde duramazlar. Dolayısıyla onların boynuzlarında asılı olan şey de aynı halde olur.

İmru’l-Kays da: “…Kudârda (Rum diyarında bir geçit adı) gölgelendiğim günün bir eşi yoktur. O gün, ben ve arkadaşlarım sanki bir ceylânın boynuzunda asılı gibiydik.” demiştir. Bununla, “Biz yerimizde durmuyor, sükûn bulmuyorduk. Sanki biz ceylanın boynuzunda asılı gibiydik, demek istemiştir. Rüya da bunun gibi, tabir edilinceye kadar havada dolaştığı, tâbir edilince de vuku bulduğu (rüyanın gerçekleştiği) kastedilir. Fakat insanlardan kim tâbir ederse etsin, rüyanın onun tâbir ettiği gibi çıkacağı kast olunmamıştır. Bununla sadece rüya tâbir etmesini bilen ve Allah’ın yardımı ile hakka (doğruya) isabet eden kimse kastedilmiştir.”

Hattâbi: “Rüya yorumlanmadıkça bir kuşun ayağı üzerindedir.” ifadesinden maksat, yorumlanmadıkça rüyanın istikrarsız ve askıda oluşudur.” demiştir. Maksat bu olunca mânâ şöyle olur: Rüya yorumlanmadıkça kuşun ayağına takılı bir şey gibidir, istikrarsızdır. Rüya yorumlanınca da yorumlandığı şekilde vuku bulur.

Yani bir rüya birden fazla yorumlanabildiği takdirde bu işten anlayan bir kimse, onu nasıl yorumlarsa o şekilde gerçekleşir ve artık diğer ihtimallere göre vuku bulması beklenemez. Bu itibarla bir kimse gördüğü rüyayı, rastgele kişilere veya kendisini sevmeyenlere anlatmamalıdır. Sevenlerinden birisine veya ilim ve dirayetine güvendiği, ehil ve liyakatli bir zata yorumlatmalıdır ki, iyi biçimde bir yorum alabilsin.”

Söz konusu rivâyette rüyayı, tâbirinden anlayan rüya sahibini kıskanıp ona hased etmeyen bir kimseye tâbir ettirmenin önemine işaret edilmektedir. Hadiste geçen “Sen onu (seni) seven ve (rüya tâbirini) bilen kimseden başkasına anlatma.” Uyarısı bunu ifade ediyor. Çünkü rüya sahibi kendisini sevmeyen ve ona hased eden ve ehil olmayan birine anlattığında o kimse içindeki hased ile alakası olmayan yorumlar yapabilir.

Rüyalar, kaderin varlığının birer göstergesidir. Rüyaların tabiri kaderi değiştiremez, fakat mukadder olan şeylerin varlığına, vukuuna bir işaret olur.

Netice olarak:
Rüyanın kuşun pençelerinde olması Araplardaki bir ifade biçimidir. Levh-i Mahfûz’ da yazılı olan bir şeyden, gösterilen rüyanın tâbirine göre gerçekleşmesi de bir kaderdir. Allah kulunun göreceği rüyayı ve tâbirinin yapılmasıyla başına gelecekleri önceden bilmiş ve yazmıştır. Yani rüyanın yorumlandığı zaman vuku bulması da yorumlanmadıkça, vuku bulmaması da bir kaderdir.

Ayrıca rüyayı yoracak olan kişinin, rüyayı gören kişiyi çok iyi şekilde tanıması, onun vasıflarını, kültür durumunu, statüsünü çok iyi bir şekilde bilip, tanımalıdır ki, yaptığı yorum yerinde ve tutarlı olsun.

Sosyal Ağda Paylaş

Bir cevap yazın