Akraba haklarını gözetmek

Hz. Ebu Eyyub – Allah ondan razı olsun – diyor ki: Bir gün bir bedevi Resûlullah’ın ﷺ yanına geldi, devesinin yularını tutarak:
” Ya Resûlullah ﷺ! Beni cennete yaklaştırıp, cehennemden uzaklaştıracak amel nedir, bana söyle. “ dedi.
Resûlullah ﷺ adama şöyle buyurdu:
” Allah’a hiç bir şeyi ortak koşmaksızın kulluk etmek, namaz kılmak, zekat vermek ve akraba haklarını özetmek ( Sıla-i Rahim ). “

İbn-i Ebu Vefa – Allah ondan razı olsun – diyor ki: Bir arefe akşamı Resûlullah ﷺ ile birlikte oturuyorduk.
Resûlullah ﷺ ” Her hangi bir akrabası ile dargın olarak akşama giren kimse benim yanımda oturmasın, kalkıp gitsin. “ buyurdu.
Hiç kimse yerinden kalkmadı. Sadece sohbet halkasının en arka noktasında oturan bir adam hemen yerinden kalkıp gitti ve az sonra geri döndü. Tekrar oturunca Resûlullah ﷺ kendisine: ” Ne oldu hiç bir arkadaşın kalkıp gitmediği halde sen niye kalkıp gittin? “
Adam, Resûlullah’a ﷺ şu cevabı verdi: ” Ya Resûlullah ﷺ Teyzemle bir süredir beri aramız açıktı, sizin sözünüzü duyunca ona gittim.
Kadın beni görünce: ” Nasıl oldu? sen böyle yapmazdın. ” dedi. Kendisine sizin sözünüzü naklettim. Bunun üzerine karşılıklı olarak birbirimiz için Allah’tan af diledik. “

Adamın sözleri bitince Resûlullah ﷺ kendisine şöyle buyurdu: ” İyi yaptın, şimdi otur. Bilesiniz ki, aralarında akrabası ile dargın kimseler barındıran cemaate Allah’ın rahmeti inmez. “

Bu hadisten anlaşılacağı üzere; Akraba hakkını gözetmemek büyük bir günahtır. Çünkü bu günah hem sahibi hem de sahibi ile,
bir arada oturanlar üzerine Allah’ın rahmetinin inmesine engel olur. Buna göre; Akraba hakkını savsaklayan her Müslümanın bu günahından dolayı pişmanlık duyarak Allah’tan af dilemesi ve savsaklamış olduğu akraba haklarını gözetmeye yönelmesi gerekir. Çünkü Resûlullah ﷺ yukarıdaki hadislerin ilkinde akraba hakkını gözetmenin kulu Allah’ın Rahmetine yaklaştırıp cehennemden uzaklaştırdığını bildirmektedir.

Yine bildirildiğine göre: Resûlullah ﷺ şöyle buyurmuştur: ” Akraba hakkını gözetmek kadar sevabı çabuk verilen başka bir iyilik yoktur. Buna karşılık haksızlık etmek ve akraba hakkını çiğnemek kadar Ahiretteki ceza yanında daha dünyadayken sahibinin bir an önce cezalanmasına yol açan başka bir günah yoktur. “

Yine bildirildiğine göre: Resûlullah ﷺ şöyle buyurmuştur: ” Akraba hakkını gözetmek kadar sevabı çabuk verilen başka bir iyilik yoktur. Buna karşılık haksızlık etmek ve akraba hakkını çiğnemek kadar Ahiretteki ceza yanında daha dünyadayken sahibinin bir an önce cezalanmasına yol açan başka bir günah yoktur. “

Amr b.Şuayb’ın babasından nakledildiğine göre; Dedesi diyor ki: Bir gün adamın biri Resûlullah’a ﷺ gelerek;
” Benim bazı yakınlarım var. Ben onlara karşı görevimi yapıyorum, onlar yapmıyorlar. Ben onların kusurlarını hoş görü ile karşılıyorum, Onlar bana karşı haksızlık ediyorlar. Ben onlara karşı iyi davranıyorum, onlar bana kötülük ediyorlar. Ben de onlara yaptıkları gibi karşılık vereyim mi? “ diye sordu. Resûlullah ﷺ adama şöyle cevap verdi: ” Hayır! öyle yapma. Öyle yaparsan sen de onlar gibi olursun. Tersine sen fazilet yolunu tutarak onlara karşı görevlerini yapmaya devam et. Çünkü sen böyle oldukça Allah’ın rahmeti üzerinden kesilmez.

Anlatıldığına göre; Şu üç şey ancak soylu kimselerde bulunan cennetliklere mahsus huylardandır:
1 ) Kötülük edene karşı iyilik etmek,
2 ) Haksızlık edeni bağışlamak,
3 ) Vermeyene vermek,

Dehhak b. Muzahim: ” Allah dilediğini siler, buna karşılık dilediğini yerinde bırakır. Ana kitap onun katındadır. “ ( Rad, 39 )
Mealinde ki ayeti açıklarken şöyle diyor: ” Üç gün ömrü kalmış olan bir insan akraba hakkını gözetir ve bu yüzden Allah onun ömrüne otuz yıl daha ekler. Buna karşılık otuz yıl ömrü kalan bir kimse akraba hakkını savsaklar ve bu yüzden Allah ömrünün geri kalan kısmını üç günde indiriverir. “

Öte yandan Peygamber Efendimiz ﷺ şöyle buyurmuştur: ” Kaderi ancak dua geri çevirebilir ve ömrü de sadece iyilik etmek uzatabilir. Ayrıca işlediği bir günah yüzünden insanın rızkı kesilebilir. “

Bildirildiğine göre; İbn-i Ömer – Allah ondan razı olsun – şöyle demiştir: ” Kim Rabbinden çekinir ve akraba haklarını gözetirse ömrü uzatılır, serveti bol olur ve ailesi tarafından sevilir. “

Ömrün uzayıp uzamayacağı alimler tarafından farklı görüşler ileri sürülmüştür. Kimine göre; Ömrün artacağını bildiren hadisin anlamı, herkesin anladığı şekildedir. Yani, kim akraba hakkını gözetirse ömrü uzar. Bazı alimlere göre de Allah’ın önceden belirlemiş olduğu ecel değişmez. Çünkü;

…… Ecelleri geldiği zaman ise ne bir an geri kalabilirler, ne de öne geçebilirler. ( Nahl, 61 ) buyurmuştur. Bu duruma göre, insanın ömrünün uzaması demek, öldükten sonra hesabına sevap yazılınca sanki ömrü uzamış gibi olur.

Katade – Allah ondan razı olsun – der ki: Bize anlatıldığına göre Peygamber Efendimiz ﷺ şöyle buyurmuştur: ” Allah’tan korkunuz ve akraba hakkını gözetiniz Çünkü böyle yapmak, dünyada kalacağınız süreyi arttırabilecek en önemli faktör olduğu gibi Ahirette de, en hayırlı amel olarak karşınıza çıkacaktır. “

Söylendiğine göre; Bir akraban olur da ziyaretine gitmez ve ona bir şey vermezsen akrabalık hakkını çiğnemiş, yani sıla-i rahim’i terk etmişsin demektir. “

Allah katında inen sahifelerden birinde şöyle yazılıdır: ” Ey insanoğlu! Akraba hakkını malla gözet. Eğer malını esirgiyorsan veya malın az ise o zaman akraba hakkını ziyaret ederek gözet. “

Nitekim Peygamber Efendimiz ﷺ şöyle buyurmuştur: ” Sırf bir selam yollayarak bile olsa akraba hakkını gözetiniz. “

Meymun b. Mihran’ın belirtiğine göre: ” Şu üç hususta Müslümana ve gerekse kafire karşı aynı tavrı takınmak gerekir. “
1 ) Birine söz verdiysen sözünü yerine getirmelisin. Söz verdiğin kimse ister Müslüman olsun ister kâfir olsun. Çünkü söz Allah içindir.
2 ) Biri ile aranda akrabalık varsa, ona karşı akrabalık hakkını gözetmelisin. Bu akraba ister Müslüman olsun ister kâfir olsun.
3 ) Biri sana bir şey emanet ederse emanete hıyanet etmemelisin. Emaneti veren kimse ister Müslüman olsun ister kâfir olsun.

Kâabul’l Ahbar der ki: Denizi yarıp da Hz. Musa ile israiloğullarına yol veren Allah’a yemin ederim ki, Tevrat’ta şöyle yazılıdır. ” Rabbinden kork, ana-babana iyi bak, akrabalarının hakkını gözet. Bunları yaparsan ömrünü uzatır, işlerini kolaylaştırır ve zorluklarını gideririm. “

Yüce Allah, Kur’an’ın çeşitli yerlerinde akraba haklarını gözetmeyi emretmiştir. Nitekim Yüce Allah bazı ayetlerde diyor ki:
…….Kendisi adına birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah’a karşı gelmekten ve akrabalık bağlarını koparmaktan sakının. Şüphesiz Allah, üzerinizde bir gözetleyicidir. ( Nisa, 1 )

Akrabaya, yoksula ve yolda kalmış yolcuya haklarını ver, fakat saçıp savurma. ( İsra, 26 )

Şüphesiz ki Allah, size adaleti, iyilik yapmayı ve yakınlara bakmayı emreder; hayasızlıktan, fenalıktan ve azgınlıktan nehyeder. Öğüt almanız için size böyle öğüt verir. ( Nahl, 90 )



Sosyal Ağda Paylaş

Bir cevap yazın